Blog


20.04.2011
Habil Məmmədov
32, Sumgayit, Azerbaycan

- Ne yazılmalı ki silinip gitmesin, ne söylenmeli ki unutulup bitmesin.
Sessizlikle başlayan bir hikaye bu. Eğer başladığı gibi bitecekse sonu,
yaşanan her ne varsa sil, gitsin.Hayallerde gerçek gibi yaşarken seni,
umutlarda bitti bir zaman, sevgiler de.
Seni seviyorum çünkü ne zaman şiir okusam, mısralarından sen akıyorsun,
gözlerimden yaşlar süzülüp resmine damlıyor, sessizlik sararıyor içimde, susuyorum.

Tam buldum dediğin anda kaybetmek nedir bilir misin?
Atılmışlığı hissettiğin oldu mu?
Hayaliyle yaşamayı ezberledin mi?
Delicesine sevdiğin ama onun seni sevmediğini öğrendiğin o anı hiç yaşadın mı?
Onun eksik yanlarını bile sevebildin mi ?
Terkedilişe ilk defa görüyormuş gibi baktın mı?
Elvedasız ayrılıklar acıttı mı içini?
Göz kapaklarına inat, uyumadığın oldu mu gecelerce?
Sadece mum ışığının aydınlattığı…


18.04.2011
Habil Məmmədov
32, Sumgayit, Azerbaycan

- Bir akşam vaktiydi. Dolunayın ipeksi çığlığı duyuldu önce. Sonra saçlarını gösretdi. Kaşları ve gözleri
ile yükseldi. Burnu ve elmacık kemikleri aynı anda çıktı ortaya sonra dudakları, çenesi, boynu göründü ve
birden yeryüzüne indi, dolunay ve kollarımı açtığımda sarıldı, "Seni Seviyorum" dedim, "bende" dedi,
"ama neden" dedi, "anlatmak kolay değil" dedim, "dinliyorum" dedi...
O uzun, incecik, narin parmaklarının avuçlarımların içinde ıslandığı için, bana hayatta asla tatmadığım
ne varsa veriyor ve dahasınıda vermeye hazır olduğunu bildiğim için, seni sadece sevmiyor, sana aşığım
dediğin için, çoplak sarılışlarında senin kollarında huzuru, zevki, aşkı, mutluluğu, güveni buluyorum diye
kulağıma fısıldadığın için, yumuşak dokunuşlarınla beni alıp götürdüğün için, başını göğsüme…


Habil Məmmədov
32, Sumgayit, Azerbaycan

- Serin bir sonbahar aksamı rüzgar tüm gücüyle esiyor ve ağaçları derinden titretiyordu gökyüzü ise içi içine sıgmayan küçük bir çocuk gibi homurdanıyordu dısarıda böyle bir tiyatro sahnelenirken sıcacık evinde pencere kenarında şiir yazmakta olan bir kız vardı dalmıştı gözü uzaklardaydı birşeyler geçiyordu karışık aklından derken göğsünde bir acı hissetti tarifini yapamadığı bir acı birkaç kez daha olmuştu bu ama aldırış etmedi devam etti şiirine ve bir hafta sonunda nihayete erecekti şiiri son dizesini yazıyordu işte ama birden bir ses duydu uzaklardan soğuk ama insanda merak uyandıracak bir ses "gel bana arzu ettiğin herşey özlem duydugun yasam burada bende gel…


Habil Məmmədov
32, Sumgayit, Azerbaycan

- Nankör dedi kendi kendine herkes nankörmüş meğer önce bunu daha sonra da acaba çok mu kötümserim diye düşündü yok yok o kötümser değildi gerçek olandı anlattığı ve söylediği bunları söylüyordu ama kendini kahrediyordu bu cümleler insanlar bu kadar kötü olamazdı halbuki rüyalarında ne kadar güzel bir dünya kurmuştu herkes mutlu herkes huzurlu ve herkes... ama öyle olmadı her zaman olduğu gibi söylenenle yapılan yada yapıldığı zannedilen yada kendiliğinden olan bir olmadı her zamanki gibi farklıydı işte onu kahreden şey asıl buydu başkalarının yapmadığı birşey için kendini suçluyor vazgeçiyor sonra dönüp tekrar suçluyordu bu aralıksız bütün boş vakitlerinde oluyordu ah…


Habil Məmmədov
32, Sumgayit, Azerbaycan

- O günün hayatımın önemli günlerinden biri olduğunu sanki sabah kalkar kalkmaz anlamıştım.Neşeliydim,zaman geçiyordu ve ben, sevdiğim insana kavuşacağım güne yavaş yavaş yaklaşıyordum.O çok uzak bir şehirde yatılı olarak okuyordu.Benimse 6 ayım kalmıştı.6 ay sonra onun bulunduğu şehre yerleşecek ve onu tekrar görebilecektim.
Tanışalı 8 ay olmuştu,birbirimizi pek fazla tanımıyorduk.Birkaç hafta, gecelere kadar süren, uzun sohbetler beni ona aşık etmekle kalmamış,hayatımı ona adamıştım adeta.Beni unutmaması ve beni önemsemesi için saat başı çaldırıyordum.Ama ufak bir nokta kalbimi içten içe kemiriyor ve beni gün geçtikçe üzüyordu.
Ben onun arkadaşıydım.Beraber olduğumuz her dakika o bana bunu devamlı hatırlatmıştı.Ve hayatında olgunlaşıncaya kadar bir kız arkadaş istemediğini…


18.04.2011
Habil Məmmədov
32, Sumgayit, Azerbaycan

- Bazen tek oldugunu düşünür insan yerine kimse konulamaz kadar güvenir kendine ama acıdırki insan hayvandır ve onun için incitmek hiç beklemedigin bir anda kolaylaşır.sen küçük bir tavşan olursun oda kocaman bir ejderha ya onun olursun yada hayatını kaçarak saklanarakve korkarak geçirirsin.ben ne olmak istedigimi bilmiyorum ya teslim olup ejderhanın migdesinde geçiririm ömrümü yada korkak ve güçsüz halde sürekli kaçarım...belki yürümeyi yeniden keşfederim olsun nasıl mutlu olunursa olunsun artık kararlıyım ben mutlu olmalıyım.mutlu olacagım yer yürümeye başladıgım yere dönüşümdedir!ama korkarak ama yem olarak...


Habil Məmmədov
32, Sumgayit, Azerbaycan

- Buz gibi bir ekranda sicak bir merhabaydin sen, en gercekten daha gercektin.
Rotasini, klavyeye dokunan parmaklarimizin çizdigi yolculukta
ayni durakta karsilastik biz .Sicacik bir merhabaydin sen buz
gibi bir ekranda .Yalnizdik ,yolu yok yalnizdik,bir sekilde yalniz.
Gerçek yasam içindeki sanalligimizdan kaçip,sanal yasamdaki
gerçeklige soyunmamis miydik cebimizdeki yalnizlik agirlasinca.
Sonra çiplakligimiza kelimelerimizi giyinmemis miydik !
Acip tum gizlerimizin onunu,istedigimizce ozgur,diledigimizce
deli,yasayamadigimizca cocuk,inandigimizca kendimiz,
nasil aktik birbirimize zaman icinde, kol bulmus nehirler gibi.
Soylenememis biriktirdiklerimizi, kirilmis umutlarimizi ,bedeli
odenmis vakitlerimizin biraktigi fermani ,yitirdiklerimizi
sormadik mi ,anlatmadik mi birbirimize güvenerek!
En gulunmeyecek seylere bile gulmedik mi cocuklar gibi bir
masalin icinde kahkahalarla ,haytaca,tum gunun ciddiligini firlatip bir kenara!
Olabildigimizce ozgur ,kirabildigimizce rahat,umursamazca katı,
tum ofkemizle,yigilan isyanlarimizin…


Habil Məmmədov
32, Sumgayit, Azerbaycan

Insanlar istəmədən doğulurlar, təəccüb ilə yaşayırlar-təəssüf hissi ilə ölürlər.

Yalnız zaman sevginin nə qədər dəyərli olduğunu bilir.

Biz digərləri haqda özləri imkan verdiklərindən çox bilmirik və özümüz də maraqlandığımızdan az bilirik.

Gizlətmək aldatmaq demək deyil, ancaq biz aldatmaq üçün gizlədirik.

Bizim üçün ən şəxsi olan: söyənməmiş fikirlərimizdir.

Bəlkə bizim təcrübəmiz ona görə acıdır ki, biz lazım olan yerdən dişləyə bilmirik?

3 şey insanları bir-birilərinə yaxınlaşdırır: nəqliyyat, lift və növbə.

Sirr heç kimə lazım və heç kim üçün maraqlı deyilsə, bu zaman yaxşı saxlanılır.

Araq içənlər özlərində 4 keyfiyyəti birləşdirmiş olur:
1.İlk olaraq insanlar balığa bənzəyir. Bütün hərəkətləri yumşaq və sanki həssas olur.

2.Daha sonra meymuna bənzəyir-hamı ilə yersiz…


23.05.2011
Habil Məmmədov
32, Sumgayit, Azerbaycan

Bir kral xalqı üçün çox geniş və rahat yol çəkdirdi. Yolu istifadəyə verməzdən öncə bir yarış təşkil etdi. Bu yarışda istəyən hər kəs iştirak edə bilərdi və yarışın məqsədi yoldan ən gözəl şəkildə keçən insanı müəyyən etmək idi.
Yarış günü xeyli insan toplaşmışdı. Bəzi insanlar ən gözəl atlarını gətirmiş, bəziləri ən gözəl paltarlarını geyinmiş, bəziləri saçlarını çox gözəl formaya salmış, bəziləri özləri ilə birlikdə ən dadlı yeməkləri gətirmişdi.
Nəhayət bütün yarışçılar yoldan keçdilər. Lakin hamı yolu keçib yenidən kralın yanına qayıdanda eyni şikayəti bildirirdi. Yolun bir hissəsi böyük daş və çınqılla dolu idi. Bu isə yolu keçməyi çətinləşdiridi.
Günün axırında təkcə…


Habil Məmmədov
32, Sumgayit, Azerbaycan

Sana geliyorum Allah'ım
Bütün günahlarımla.
Masum bir çocuk gibi.
Ne olur kabul et beni.

Gözlerimde yaşlar seller gibi
Günahlarım çok dağlar gibi.
Yanında bana da yer var gibi.
Koşarak sana geliyorum ya Rab'bi



Yüreğimde bir büyük aşk.
İlahı aşk diyorlar tanımına
Başka aşklar da var ama
Ben sana senin aşkınla geliyorum ya Rab'bi

Affet bu kulunu hatası çok büyük.
Günahlarım sırtımda kambur oldu,bir yük.
Artık dayanacak gücüm kalmadı bitiyorum.
Bütün varlığımla sana geliyorum ya Rab'bi



Dünya bir sınav merkezi.
Sen sınava tabi tutuyorsun herkesi.
Bu cahil kulun elinde zayıflarla dolu karnesi.
Düzelteceğemi söz vererek yanına geliyorum,…


Blog
Bloglar 5 dakikada bir güncelleniyor