samımı ıtıraf
63, Çankaya, Turkey



PKK lideri Abdullah Öcalan’ın, 1999’da Türkiye’ye teslim edildikten sonra İmralı’da alınan ilk ifadesi şu sözlerle son buluyordu:
“...Sorgumun bittiği şu anda Avrupa’nın beni istemediğini ancak beni Türkiye’ye karşı kullanmak istediğini ve kullandığını belirtmek istiyorum. Türkiye son yıllardaki ekonomik atılımlarıyla ve hatta bize karşı yürüttüğü mücadelesiyle kalkınma potansiyeli olan bir ülke olduğunu göstermiştir. Avrupa beni Türkiye’ye karşı kullanırken, Türkiye’yle beni karşı karşıya getirirken, Türkiye’nin de önünü kesmeyi hedeflemiştir. İnsan haklarından çok sık bahseden Avrupa, beni kullanmak suretiyle çok kan dökülmesine sebep olmuş ve sonuçta insan haklarını işletmeyerek ikiyüzlü olduğunu göstermiştir. Bu yüzden Avrupa’yı kınıyorum...”
Bunlar Öcalan'ın itirafları... Bundan sonrası için sağlam bir çıkış yolu düşünen herkes, bugünlere hangi yoldan, hangi oyunlar sonucu geldiğimizi de görmek zorunda... Resim yukarıda.
* * *
Evet... Özellikle 12 Eyül’den sonra Kürtlere kötü davranıldı.
Kürtler elbette Türkiye’nin eşit vatandaşlarıdır.
Her türlü kültürel ve sosyal hakkı kullanabilmelidirler. Doğu ve Güneydoğu mahrumiyet bölgesi olmaktan çıkarılmalıdır. Bu konularda CHP’nin geniş bir programı var. AKP, CHP’nin de desteğiyle makul bir demokratik açılım programı uygulayabilir.
Ancak kusura bakılmasın... Bu ülke, devlet içinde devlet kurulmasına izin veremez... AKP ve DTP’ye, ABD'nin gizli planlarını kafalarına estiği gibi uygulama şansı tanıyamaz. Sorun halkın nabzını tutarak, ulusal politikalarla çözülür.



Soru: Bizim memlekette “demokratik açılım” nasıl olur?
Yanıt: Eli kalem tutanı darbeci diye hapse atıp, eli kalaşnikof tutanı kardeş diye bağrına basarak...
Haldun Ertem



TRT yalaka mı?
Profesör Baskın Oran, Öcalan’ın talepleriyle ilgili olarak Milliyet’e değerlendirme yapıyor:
“Orada tutarsızlık görüyorum ve bunu da normal sayıyorum. Çünkü sadece TRT dinleyebiliyor. Türkiye hakkında sağlıklı haber alamıyor...”
Şimdi ayıp ettin Baskın Hoca... Sen de kendi kendinle çeliştin. Mevcut iktidarın yarattığı demokrasi cennetinde bütün kurumlar demokratikleşmedi mi? TRT de yansız, bağımsız, çağdaş bir yayın yapmıyor mu? TRT yalaka mı? Nasıl olur da TRT dinleyen bir kişi Türkiye hakkında sağlıklı haber alamaz? Tüh tüh.. Tövbe de hoca.. Tövbe... Kızmasın iktidar miktidar...



Erken tahliye!
1981 doğumlu Yılmaz Keskin, 2.5 yıldır Kandıra 1 No’lu F Tipi Hapishanesi’nde tutukluydu. İlk olarak geçen mart ayı sonlarında omuz - boyun arasında ağrı ve şişlik şikâyetiyle doktora çıktı. Bir teşhis konulamadı. Neden sonra kanser oluduğu anlaşıldı. Ailesine en fazla 2 - 3 ay yaşar denildi... Buna rağmen tahliye edilmedi. 30 Haziran’da ışın tedavisine başlandı. Yılmaz temmuz sonunda yürüyemez hale geldi. Hâlâ F Tipi’ndeydi. 30 Temmuz’da önce revire, ardından da hastaneye kaldırıldı. Artık öleceği kesinleşince tahliye edildi. Ve yalnızca 1 hafta sonra, 10 Ağustos 2009’da öldü

11 views
 
Comments

There are no comments yet.
Leave your comment, start the discussion!

Blog
Blogs are being updated every 5 minutes