Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
“O olmazsa yaşayamam.”
demeyeceksin.
Demeyeceksin işte.
Yaşarsın çünkü.
Öyle beylik laflar
etmeye gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.
Ve zaten genellikle o daha az sever seni,
Senin onu sevdiğinden.
Çok
sevmezsen, çok acımazsın.
Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın
hem.
Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
Senin değillermiş
gibi davranacaksın.
Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten
de
korkmazsın.
Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
Çok
eşyan olmayacak mesela evinde.
Paldır küldür yürüyebileceksin.
İlle de bir
şeyleri sahipleneceksen,
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri
sahipleneceksin.
Gökyüzünü sahipleneceksin,
Güneşi, ayı,
yıldızları…
Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
“O benim.”
diyeceksin.
Mutlaka sana ait olmasın istiyorsan birşeylerin…
Mesela
gökkuşağı senin olacak.
İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere
ait
olacaksın.
Mesela turuncuya, yada pembeye.
Ya da cennete ait
olacaksın.
Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın.
Hem her an
avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, Hem
de hep senin kalacakmış gibi
hayat.
İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak…
There are no comments yet.
Leave your comment, start the discussion!