Дневники


tabutabi
44, Çankaya, Ankara, Турция

Avrupa'nın ünlü sanat merkezilerinden birinde, çocuğun biri, vitrinde çok hoş bir tablo görür.

Tablonun bedeli oldukça yüksektir.



Çocuk bu tabloyu annesinin yaklaşan dogum gunune almayı ister.

ve bir iş bulup kıt kanaat geçinerek biriktirdigi tum para ile mağazaya gider.



Sanslıdır ; tablo hala satılmamıstır. Iceri girer , tabloyu bir süre yakından izledikten sonra

resmi yapan sanatcıyı bulur. ve

" Annemin dogum gunu icin bu resmi satın almak istiyorum . Ama herseyim , tüm param bu kadar " der.



Ressam bir sure dusundukten sonra resmi paketler ve cocuga satar.

Cocuk paketini alır ve tesekkur ederek cıkar.



Magazada adamın arkadasları da vardır. ve saskın…


26.12.2009
tabutabi
44, Çankaya, Ankara, Турция

Şimdilerde üzerine kırılacak eşya yazılabilecek tek şey umutlarım. Oysa bir zamanlar sevgimin bile kırılmasından korkardım. Bundan ötürü, bu güne kadar çok kalp kırdım belki. Ama kırdığım bütün kalplerin ortak bir yanı vardı, hepsi kırılgandılar. Seni kırmaktansa hiç korkmadım. Çünkü zaten kırıktın, kırılacak bir yer ...kalmamıştı kalbinde...Her bir sevgiliden gidişimde (ki onlar gönderdiklerini sandılar) bir şehri de terkettim aynı zamanda. Bütün sevgililerim sadece kelimelerle "kal" dediler. Ağzını kullanmadan kal diyenine rastlamadım açıkçası...Bir sevgiliden her gidişimde, bir şehirden de gittim sanki. Hiç kalamadım büyük şehirlerde. Uzak ve küçük kasabalar çekti beni hep. Ve her kadın bir şehirdi zaten bende.Bir sevgiliden (şehirden)…


tabutabi
44, Çankaya, Ankara, Турция


Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına
inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahat
olsun. Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve
yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme
yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır. Sen
kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya
hazırdır. Hani ağzınla kuş tutsan "Bu kuşun kanadı
neden beyaz değil?" diye bir soruyla bile
karsılaşabilirsin.. İki ucu keskin bıçaktır bu
işin. Yaptıklarınla değil yapmadıklarınla
yargılanırsın her zaman. Bu mahkemede hafifletici
sebepler yoktur. İyi halin cezanda indirim sağlamaz.
Sen, "Ama senin için şunu yaptım" derken o, "Şunu
yapmadın" diye cevap verecektir.

Ve ne söylesen karşılığında mutlaka başka bir…


tabutabi
44, Çankaya, Ankara, Турция

Sözlerin siyah gece gibi
Konuşturdun bütün siyah kelimeleri
Zehrini akıttın bugün içime
Damarlarımda dolaşıyor sözcüklerin
Söküp atamıyorum
Gözlerinde ki kin geliyor önüme
Unutamıyorum
Bütün bitişleri sen seçtin
Terk edişler senden
Gidişler senden
Dönüşler senden
Neden
Bu öfke
Niye bu kinin
Anlamıyorum
Neden, neden
Bu kabullenmeyişin
Her dönüşünde bir
Her dönüşünde bir evet duyacağını biliyordun
Her gelişinde kucak açılacağını biliyordun
Artık yok vazgeçtim
Seni kabullenişlerimden

Duruşun da bir kırgınlık
Bakışın da bir öfke, kaçırıyorsun...
Omuzlarında kaldıramadığın ağırlık
Sözlerin her biri mızrak
Bütün siyahların dökülüyor ortaya
Gece siyah gözlerin gibi
Gözlerin siyah gece gibi

hoşnutsuz esen rüzqar
Firari doLunay
NemLi qeCe kOkusu…


tabutabi
44, Çankaya, Ankara, Турция

En çocuk yerinden başlamalısın hayata.
Hep baharlara yelken açmalı gönül gemin.
Ve her mevsimin içinden geçtiği bir yürek olmalısın.
Geceye dökülen birkaç umut biriktirmelisin avuçlarında.
Sonra işaret parmağından uğur böcekleri uçurmalısın: çocuk umutların ve masum tebessümlerin ülkesine.

En çocuk yerinden başlamalıymış hayata.
Hep bir ümit taşımalıymış yüreğinde, en umarsız zamanlarda bile.
Tarihleri unutarak bazen, uzak iklimlerin sevdalara seslendiği yerde uyanmalıymış.
Ve bazen akşam karanlığına karışan ağustos böcekleri eşliğinde sevdalı türküler tutturmalıymış. Büyülü bir coğrafya olmalıymış yaşadığın kent.
Ve bu kentin kıyısına kurulmalıymış yaşamın.

Bilmem, ne kadar olmuştur yüreğimizdeki yargıç ruhuyla kendimizi yargılamayalı !
Ne kadar olmuştur, günlük telaşlardan başımızı kaldırıp hayatın ön yüzünde, görünür bir…


20.10.2009
tabutabi
44, Çankaya, Ankara, Турция





Hızlı İnek


Adamın biri otomobiliyle şehirler arası yolda gidiyormuş yol kenarında bir köylünün otostop yaptığını görmüş, yanında bir inek olan köylü geçen araçlara durmaları için el ediyormuş. Durumu merak eden adam köylünün yanında durmuş;

-Hayırdır hemşerim,ne tarafa gideceksin?

-ilerdeki kasabaya kadar beyim,

-iyi ama bu inek ne olacak?

-o önemli değil beyim arka tampona bağlarız o gelir.

Bu duruma pek aklı yatmayan adam köylünün durumuna acıyarak onu arabaya almış. İneği ise köylünün dediği gibi arka tampona bağlamışlar. Araba yavaş yavaş ilerlemiş. Adamın hızlanmaya çekindiğini anlayan köylü;…


tabutabi
44, Çankaya, Ankara, Турция

BANA GÖZYAŞI BORCUN VAR !

Adam genç kadına seslendi:
- Bana gözyaşı borcun var!
Genç kadın sordu:
- Nasıl öderim?
Adam gözlerini kırptı;
- Haydi gülümse!
Gülümsedi genç kadın. Adam, cebinden mendilini çıkarıp, borcunu sildi.
Ve mendilini özenle katlayıp, yine kalbinin üzerindeki iç cebine koydu.

Bir demet mor sümbül vardı kadının elinde.
İkisi de bahar kokuyordu...
Biri ilkbahar, diğeri güz.
Adam, seslendi yine;
- Bana mutluluk borcun var!
Genç kadın, biraz mahcup, biraz şaşkın sordu:
-Nasıl ödeyebilirim?
Heyecanlandı adam
- Haydi…


05.01.2010
tabutabi
44, Çankaya, Ankara, Турция

Bir zamanlar Ayaz adlı bir köle varmış. Takdir bu ya, köle bir gün Sultan Mahmud’un kölesi olmuş. Sultan, köleyi taşıdığı asil karekteri sebebiyle çok sevmiş. Derken Sultan’ın öylesine itimadını kazanmış ki, bütün sultanlığın haznedârı tayin edilmiş ve en kıymetli ve zarif mücevherler, taşlar ona emanet edilir olmuş. Bu gelişmeyi gören saraylılar ise durumdan pek rahatsız olmuşlar. Hasetleri ve kibirleri yüzünden, sözüm ona basit bir köleye böyle bir mevki verilmesini ve kendi rütbelerine çıkarılmasını bir türlü hazmedememişler.

Bu duygular içinde, özellikle Sultan yakınlardaysa ondan gün geçtikçe daha çok şikayet etmeye başlamışlar ve asil ruhlu kölenin itibarını zedelemek için ellerinden geleni yapmışlar.…


tabutabi
44, Çankaya, Ankara, Турция






Adamın biri Afrika'da safariye cikarken yanina minik kopegini de almis.
Minik kopek bir gun ormanda dolasip, kelebekleri kovalar, cicekleri koklarken kayboldugunu fark etmis.
Ne yapacagini dusunurken bir de bakmis ki karsidan bir leopar geliyor ve belli ki gunluk yiyecegini ariyor.
' Simdi basim dertte' diye dusunmus minik kopek.
Etrafina bakmis yerde kemik parcalarini gormus. Hemen arkasini leoparin geldigi yone cevirerek kemikleri kemirmeye baslamis. Bu arada da arkadaki hareketi kestirmeye calisiyormus.
Leopar tam saldiracakken minik kopek kendi kendine konusmus;
' Ne kadar lezzetti bir leoparmis. Acaba etrafta bundan bir tane daha var mi?'


tabutabi
44, Çankaya, Ankara, Турция




Sabah uyandığında midesinde bir yanma hissetti. Yanmanın nedeni akşam yedikleri değil, uyanır uyanmaz bugün yapacaklarının aklına gelmesiydi. Bugün 2 yıldır götürmeye çalıştığı bir birlikteliği bitirecekti. Aslında bunu yapmakta geç bile kalmıştı. 'Bitmeli dedi içinden, her gün bu tatsız uyanış bitmeli.' Genç adam bunları düşünürken suratı şekilden şekile giriyordu. Süratle giyinerek dışarı çıktı. Bugüne kadar hiç bekletmemişti onu, şimdi de bekletmemeliydi. Istanbul, soğuk ve yağmurlu bir Nisan ayı yaşıyordu. Genç adam gökyüzüne bakarak iç geçirdi; 'Bulutlar bizim yaşayacaklarımızı biliyor. onlar bile ağlıyor halimize...'



BULUŞMA VAKTI...


Artık Kadıköy iskelesindeydi. Birkaç dakikalık beklemeden sonra karşıdan kız…


Дневники
Дневники обновляются каждые 5 минут